KANUN
Resmi Gazete
Tarihi : 07/04/2015
Resmi Gazete
Sayısı : 29319
KANUN : BAZI KANUN VE
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİKYAPILMASINA DAİR KANUN
KANUN NO : 6637
KABUL TARİHİ : 27/03/2015
BAZI KANUN VE
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No.
6637 Kabul
Tarihi: 27/3/2015
MADDE 1 – 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“EK MADDE 2 – (1) Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas
edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
eki (I) sayılı cetvelin Milli Eğitim Bakanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.”
MADDE 2 – 22/12/2014 tarihli ve 6583 sayılı 2015 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanununa bağlı (İ) işaretli Cetvelin “II. Kamu Görevlilerine
İlişkin Toplam Atama Sayısı Sınırları” bölümünde yer alan “36.000” ve “40.000”
rakamları sırasıyla “73.600” ve “77.600” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun geçici 26 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer
anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar
ile bu kuruluşlara bağlı program, fon, temsilcilik ve özel ihtisas
kuruluşlarının resmî kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları,
bunların sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal
teslimi ve hizmet ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili
mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası; ilgili kurum, temsilcilik, program,
fon ve özel ihtisas kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya
ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre
içinde katma değer vergisinden müstesnadır.”
“Birinci fıkrada yer alan istisnadan yararlanan kuruluşların yönetici
kadrolarında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan mensuplarına
Türkiye’de görevde bulundukları süre içinde yapılacak mal teslimi ve hizmet
ifaları da katma değer vergisinden müstesnadır.”
MADDE 4 – 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi
Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına “ithali veya bunlara teslimi”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ile ev sahibi hükümet anlaşmaları veya
ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’deki uluslararası
kuruluşlar ve bunların yönetici kadrolarında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olmayan mensupları tarafından Türkiye’de görevde bulundukları süre
içinde kendi ihtiyaçları için ilk iktisabı, ithali veya bunlara teslimi”
ibaresi eklenmiştir.
MADDE 5 – 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 107/A
maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı
tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.”
MADDE 6 – 213 sayılı Kanuna 132 nci maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 132/A maddesi eklenmiştir.
“Elektronik yoklama
MADDE 132/A – Yoklama neticeleri, yoklama yerinde bu Kanunun 131 inci
maddesinde yer alan yoklama fişi ile aynı mahiyette olan, elektronik ortamda
tanzim olunan “yoklama fişi” ile de kayıt altına alınabilir. Bu fiş, nezdinde
yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından elektronik imza araçlarıyla
imzalanır. Yoklama fişinin elektronik imza araçlarıyla imzalanmaması durumunda
yoklama fişini temsil eden ve yoklama fiş muhteviyatının değiştirilemeyeceğini
güvence altına alan benzersiz bir kodun üzerine yazıldığı bir form imzalanır.
Maliye Bakanlığı elektronik ortamda kayıt altına alınan yoklama fişleri
ile birinci fıkrada belirtilen formların şekil ve muhteviyatını tespit etmeye,
bunların şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle
imzalanması usul ve esaslarını belirlemeye, bunları internet de dâhil olmak
üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere
göndermeye ve elektronik ortamda yürütülecek yoklama faaliyetlerine ilişkin
diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 7 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3
üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan “Türk Hava Yolları
Anonim Ortaklığından yapılacak hizmet alımları” ibaresinden sonra gelmek üzere
“, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün her türlü program, haber,
yapım ve yayınlarla ilgili olarak Anadolu Ajansı Türk Anonim Şirketinden
yapacağı mal ve hizmet alımları” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 8 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ı) Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren
kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin
ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya
çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan
sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı
üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan
yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere
uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap
döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si.
Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş
aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak
üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır. Sonraki dönemlerde
sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında
dikkate alınmaz.
Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin
ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi
kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim
konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder. Bu bendin
uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden
kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve
bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye
kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu Kanunun
12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak
veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim
hesaplamasında dikkate alınmaz.
Bu bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının
hukuki niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına
göre veya sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun
esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul
kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da
sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut
makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı
alanlar itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı
sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye
şirketleri için halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya
Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
MADDE 9 – 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “1 milyar Türk Lirasına” ibareleri “2 milyar Türk Lirasına”
şeklinde değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “kredi garanti
kurumları ile aktarılacak kaynağın kullandırılmasına” ibaresi “kredi garanti
kurumlarının belirlenmesine, aktarılacak kaynağın kullandırılmasına ve bu
maddenin birinci fıkrasında belirlenen tutar dayanak gösterilerek söz konusu
tutarın 10 katını aşmamak üzere bu kurumlarca verilebilecek kefaletin bakiye
tutarına” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10 – 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun
22 nci maddesinin on sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve on dokuzuncu
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(19) Sigorta eksperinin, sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta
sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından atanması, eksperin iş
kabulü, asgari ücret tarifesinin tespiti de dahil olmak üzere ekspertiz
ücretinin belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Birlik ve Sigorta Eksperleri
İcra Komitesinin görüşleri alınarak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 11 – 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası
Kanununun 107 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya
yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi
veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da
bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis
ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”
MADDE 12 – 6362 sayılı Kanunun 130 uncu maddesinin dördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(4) 2015 yılı gelirlerinden başlamak üzere, Kurul tarafından
düzenlenen ve denetlenen borsaların ve diğer teşkilatlanmış piyasaların,
merkezî takas kurumlarının, merkezî saklama kurumlarının ve MKK’nın faiz
gelirleri hariç tüm gelirleri üzerinden, Kurula 2014 yılı gelirleri üzerinden
kaydedilmiş olan gelir tutarlarının her yıl, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından Türkiye geneli için hesaplanan Tüketici Fiyat Endeksi ve Yurtiçi Üretici
Fiyat Endeksinin, Aralık ayından bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim
oranlarının aritmetik ortalaması oranında artırılması suretiyle bulunacak
tutarları Kurul bütçesine Kurul tarafından gelir olarak kaydedilir. Bu fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak, fıkra kapsamındaki kurumların,
kuruluşlarını takip eden yıldan başlamak üzere, faiz gelirleri hariç tüm
gelirlerinin azami yüzde onu olmak üzere her takvim yılı için Kurulca
belirlenecek oranı Kurul bütçesine Kurul tarafından gelir olarak kaydedilir.
Ancak, bu fıkraya göre yapılacak ödemelerin zamanı ve tutarları, gelirin elde
edildiği yılı izleyen takvim yılında Kurulun nakit durumu dikkate alınarak
Kurul tarafından en az otuz gün öncesinden ilgili kurumlara bildirilir. Bir
takvim yılı içinde talep edilmeyen tutarlar izleyen yıllarda ödenecek tutara
eklenir ve Kurul tarafından aynı usul ile talep edilebilir.”
MADDE 13 – 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında
Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Sistem işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu bu
Kanunda yer alan hususlar ile ilgili belgeleri ve kayıtları en az on yıl
süreyle güvenli ve istenildiği an erişime imkân sağlayacak şekilde yurt içinde
saklar. Sistem işleticisinin faaliyetlerini yürütmede kullandığı bilgi
sistemleri ve bunların yedekleri de yurt içinde tutulur. Ödeme kuruluşu ve
elektronik para kuruluşunun faaliyetlerini yürütmede kullandıkları bilgi
sistemlerine ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir.”
MADDE 14 – 3/6/2011 tarihli ve 633 sayılı Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Çeyiz hesabı ve Devlet katkısı
EK MADDE 2 – (1) Türk vatandaşlarına ve 29/5/2009 tarihli ve 5901
sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci maddesi kapsamına girenlere,
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa tabi mevduat veya katılım
bankalarının yurt içi şubelerinde Türk Lirası cinsinden çeyiz hesabı açmaları,
asgari 3 yıl boyunca sistemde kalmaları, 27 yaşını doldurmadan ilk
evliliklerini yapmaları ve evliliklerini müteakip ilgili bankaya başvurmaları
hâlinde üçüncü fıkraya göre belirlenecek usul ve esaslara göre Devlet katkısı
ödenir. Devlet katkısı ödemesi hesapta biriken toplam tutarın yüzde 20’sini ve
azami 5.000 Türk Lirasını geçemez. Azami tutar her yıl yeniden değerleme oranı
kadar artırılır. Azami tutarı üç katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
(2) Devlet katkısı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten
defaten karşılanır ve hak sahibine hesabın bulunduğu banka aracılığıyla ödenir.
Hak sahipliğinin tespitinden ve aktarılacak Devlet katkısının doğru ve tam
hesaplanmasından hesabın bulunduğu banka sorumludur. Haksız olarak yapıldığı
tespit edilen Devlet katkısının ödendiği tarihten tahsil edildiği tarihe kadar
geçen süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme zammı oranında
hesaplanacak faiz ile birlikte 1 ay içinde ödenmesi gerektiği Bakanlık
tarafından bir yazı ile bankaya bildirilir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması
hâlinde bu alacaklar, vergi dairesince anılan Kanun hükümlerine göre, ilgili
bankalardan takip ve tahsil edilir.
(3) Bu madde kapsamında; hesap sahiplerinin ödeme planlarına, Devlet
katkısına ilişkin hak ediş sürelerinin tespitine ve birikim yapılan süreler ile
ödeme planlarına göre Devlet katkısı oranının ve azami tutarın birinci fıkrada
belirtilen sınırlar dâhilinde farklılaştırılmasına, hesapların denetimine ve
uygulamaya yönelik diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü
alınarak Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(4) Hesap sahibinin Devlet katkısına hak kazanmış olması koşuluyla, hak
ettiği Devlet katkısının tamamı ile çeyiz hesabında biriken toplam miktarın
Devlet katkısı için başvuru tarihinde geçerli olan bir yıllık asgari net ücrete
karşılık gelen tutarı, nafaka borçları hariç olmak üzere haczedilemez,
rehnedilemez, iflas masasına dâhil edilemez. Hesap sahibinin çeyiz hesabında
biriken toplam miktarının haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek, iflas masasına
dâhil edilemeyecek tutarını üç misline kadar artırmaya üçüncü fıkra kapsamında
belirlenecek usul ve esaslara göre Bakanlar Kurulu yetkilidir. Hesap sahibinin
Devlet katkısını alabilmek amacıyla yapacağı başvuru tarihinden sonra ilgili
bankaya tebliğ edilen haciz, rehin ve iflas talebine karşılık gelen tutarın
ödenmesi, Devlet katkısına hak kazanılıp kazanılmadığı hususu açıklık kazanana
kadar bekletilir.”
MADDE 15 – 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“Konut hesabı ve Devlet katkısı
EK MADDE 3 – (1) Konut sahibi olmayan Türk vatandaşlarına, yurt içinde
satın alacakları ilk ve tek konut için 5411 sayılı Kanuna tabi mevduat veya katılım
bankalarının yurt içi şubelerinde Türk Lirası cinsinden konut hesabı açmaları,
asgari 3 yıl boyunca sistemde kalmaları ve konutu satın almalarını müteakip
ilgili bankaya başvurmaları hâlinde üçüncü fıkraya göre belirlenecek usul ve
esaslara göre Devlet katkısı ödenir. Devlet katkısı ödemesi hesapta biriken
toplam tutarın yüzde 20’sini ve azami 15.000 Türk Lirasını geçemez. Azami tutar
her yıl yeniden değerleme oranı kadar artırılır. Azami tutarı üç katına kadar
artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu madde hükümleri 5901 sayılı Kanunun 28
inci maddesi kapsamına girenlere uygulanmaz.
(2) Devlet katkısı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten
defaten karşılanır ve hak sahibine hesabın bulunduğu banka aracılığıyla ödenir.
Hak sahipliğinin tespitinden ve aktarılacak Devlet katkısının doğru ve tam
hesaplanmasından hesabın bulunduğu banka sorumludur. Haksız olarak yapıldığı
tespit edilen Devlet katkısının ödendiği tarihten tahsil edildiği tarihe kadar
geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme zammı
oranında hesaplanacak faiz ile birlikte 1 ay içinde ödenmesi gerektiği Bakanlık
tarafından bir yazı ile bankaya bildirilir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması
hâlinde bu alacaklar, vergi dairesince anılan Kanun hükümlerine göre, ilgili
bankalardan takip ve tahsil edilir.
(3) Bu madde kapsamında; Devlet katkısına konu olacak konutların
niteliğine, hesap sahiplerinin ödeme planlarına, Devlet katkısına ilişkin hak
ediş sürelerinin tespitine ve birikim yapılan süreler ile ödeme planlarına göre
Devlet katkısı oranının ve azami tutarın birinci fıkrada belirtilen sınırlar
dâhilinde farklılaştırılmasına, hesapların denetimine ve uygulamaya yönelik
diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak Hazine
Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca
belirlenir.”
MADDE 16 – 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“Doğum yardımı
EK MADDE 4 – (1) Türk vatandaşlarına, canlı doğan birinci çocuğu için
300 TL, ikinci çocuğu için 400 TL, üçüncü ve sonraki çocukları için 600 TL
doğum yardımı yapılır. Bu yardım Türk vatandaşı olan anne veya babaya, her
ikisi de Türk vatandaşı ise anneye yapılır. Doğum yardımı, Bakanlıkça
belirlenen zorunlu hâllerde babaya ödenebilir. Doğum yardımı ödenmesinde Kimlik
Paylaşımı Sisteminde yer alan nüfus kayıtları esas alınır. Bu kapsamda yapılan
ödemeler, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Bu fıkrada
belirtilen tutarları artırmaya Bakanlık ile Maliye Bakanlığı müştereken
yetkilidir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen işçilerden, kapsamında
bulundukları bireysel iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre
işçinin kendisi veya eşinin doğum yapması nedeniyle işçiye bir ödeme yapılması
kararlaştırılmış olanlara, kararlaştırılan tutarın bu madde uyarınca yapılacak
ödeme tutarından daha az olması hâlinde sadece aradaki fark ödenir.
Kararlaştırılan tutarın bu maddeye göre yapılacak ödeme tutarından daha fazla
olması hâlinde ise bu maddeye göre ödeme yapılmaz.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personele, doğum
yardımı ödeneği veya başka bir ad altında aynı amaçla ilgili mevzuatta
öngörülen ödemeler yapılmaz.
(4) 5901 sayılı Kanunun 28 inci maddesi kapsamına girenler bu madde
hükümlerinden aynen yararlandırılır.
(5) Doğum yardımı, hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir
ve haczedilemez. Doğum yardımından yararlananların gerçek dışı beyanda bulunmaları
nedeniyle yersiz ödemeye sebebiyet verilmesi hâlinde, bu ödemelerin, bir ay
içinde ödemenin yapıldığı tarihten tahsil edildiği tarihe kadar geçen süreye
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme zammı oranında
hesaplanacak faiz ile birlikte iade edilmesi, haksız yararlanana ödeme yapan
kurum tarafından bir yazı ile bildirilir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması
hâlinde bu alacakların ilgili vergi dairesine bildirilmesi üzerine anılan Kanun
hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.
(6) Doğum yardımının ödenme esasları ile bu maddenin uygulanmasına
ilişkin diğer usul ve esaslar, altı ay içinde İçişleri Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı
görüşleri alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının teklifi üzerine
Bakanlar Kurulunca belirlenir.”
MADDE 17 – 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine sekizinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamında, belediyeler tarafından
yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmeti
veren her bir ulaşım aracı ile özel deniz ulaşımı aracı için bunların
işletmecilerine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine bu amaçla
konulan ödenekten ilgili belediyeler aracılığıyla her ay gelir desteği ödemesi
yapılır. Yapılacak aylık gelir desteği ödemesini yıllık olarak belirlemeye, bu
tutarı faaliyette bulunulan yere ve/veya belediyeler tarafından yetki verilen
özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmeti veren her bir
ulaşım aracını taşıma kapasitesine göre farklılaştırmaya ve yapılacak ödemeye
ilişkin diğer esas ve usuller Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Maliye
Bakanlığı tarafından müştereken altı ay içinde belirlenir.”
MADDE 18 – Ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
bölümüne eklenmiştir.
MADDE 19 – 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanunla
idari yargıda” ibaresi “İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla
idari yargıda” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“3. İvedi yargılama usulüne ilişkin olmak üzere, 18/6/2014 tarihli ve
6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra on beş gün içinde temyiz kanun
yoluna başvurulmadığı için temyiz talebi reddedilen kararlara karşı, bu fıkrayı
ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden itibaren on beş gün, bu fıkrayı ihdas eden
Kanunun yayımı tarihinden önce aynı gerekçeyle temyiz talebi reddedilmekle
birlikte bu fıkrayı ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen
kararlara karşı da bu kararların tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde
yeniden temyiz yoluna başvurulabilir.”
MADDE 20 – 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun
46 ncı maddesinin (ç) fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ç. Diploma programlarının hazırlık sınıfı eğitimi hariç olmak üzere,
iki yıllık ön lisans ve dört, beş ve altı yıllık lisans programlarından bu
süreler sonunda mezun olamayan öğrencilerden, ilgili dönem için öngörülen katkı
payı ve öğrenim ücreti alınır. Çift ana dal programında kayıtlı olan
öğrencilerden ise diploma programının öğrenim süresi ve ilave bir yıl sonunda
bu madde hükümlerine göre katkı payı alınır. Yükseköğretim Kurulu tarafından
belirlenen öğrenim sürelerinde lisansüstü programlardan mezun olamayan
öğrencilerden de bu madde hükümlerine göre katkı payı alınır.”
MADDE 21 – 2547 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 71 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
2014-2015 eğitim-öğretim yılı için öğrencilerden tahsil edilmiş öğrenci katkı
payı ve öğrenim ücretlerinin ilgili dönem için öngörülen katkı payı ve öğrenim
ücretlerini aşan kısmı, talep edilip edilmediğine bakılmaksızın ilgililere red
ve iadeler gelir kaleminden iade edilir.”
MADDE 22 – 10/10/1984 tarihli ve 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 35
inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Bu şekilde istihdam edilen Müsteşara 56.400 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık ücret ödenir. Ocak,
Nisan, Haziran, Temmuz, Ekim ve Aralık aylarında birer aylık ücreti tutarında
ikramiye verilir. Yapılacak diğer ödemeler ile bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca tespit edilir.”
MADDE 23 – Bu Kanunla;
a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 207
nci maddesi,
b) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel
Kanununun 176 ncı maddesi,
c) 2547 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin (c) fıkrasında yer alan
“Bu maddenin (ç) fıkrasında belirtilen durumlarda her” ibaresi,
ç) 6362 sayılı Kanunun 138 inci maddesinin sekizinci fıkrasının
ikinci cümlesi,
d) 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 8 inci maddesinin
(d) bendinin ikinci cümlesi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 24 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 34 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne
uygun olarak yürürlüğe giren ve 23/6/2000 tarihli ve 4586 sayılı Petrolün Boru
Hatları ile Transit Geçişine Dair Kanun kapsamında bulunan milletlerarası
andlaşma hükümleri çerçevesinde katma değer vergisinden istisna edilmiş olan
transit petrol boru hattı projelerinin inşa ve modernizasyonunu
gerçekleştirenlere 1/1/2014 tarihinden itibaren yapılan teslim ve hizmetler
katma değer vergisinden müstesnadır.
Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle
yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden
indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, 32 nci madde hükmü
uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri
tanımlamaya, istisna ve iadeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.”
MADDE 25 – 5/6/1986 tarihli ve 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki
Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Bu Kanun kapsamında kalan ve bu maddeyi ihdas eden 11/11/1999 tarihli
ve 4479 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 14/11/1999 tarihinden önce
yapılan tapulama ve kadastro çalışmaları sonucunda hükmen de olsa tapuda Hazine
adına tescil edilen taşınmaz mallar ile tescil harici bırakılan Devletin hüküm
ve tasarrufu altındaki yerler; 14/11/1999 tarihindeki zilyetleri veya fiili
kullanıcıları tespit edilmek ve aynı tarih itibarıyla varsa üzerindeki
muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne
zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek
suretiyle, 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11 inci
maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle
fiili durumlarına uygun olarak ifraz ve/veya tevhit edilmek suretiyle
kadastroları yapılarak tapuda Hazine adına tescil edilir ve kadastro
tutanağının beyanlar hanesindeki bilgiler tapu kütüğünün beyanlar hanesine de
aynen aktarılır. Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde taşınmazın
zilyedi/kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen
kişiler veya bunların kanuni ya da akdi halefleri, bu madde kapsamında hak
sahibi sayılır.”
“Bu kapsamda yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.
Bu madde kapsamında kalan taşınmaz mallar ile tescil harici yerler,
daha öncesinde tapuda Hazine adına tescil edilmiş olup olmadığına veya tescil
harici bırakılıp bırakılmadığına bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi
üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate
alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de edilebilir.
Bu madde kapsamında kalan taşınmaz mallar ile tescil harici yerlerin
kadastro çalışmaları ile diğer iş ve işlemler 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü
maddesi hükümlerine göre yürütülür.
Bu maddeye göre tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmaz mallardan
hak sahiplerine devrinde sakınca bulunmayanlar, kadastro işlemlerinin
kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde il defterdarlığına veya
taşınmazın bulunduğu ilçe mal müdürlüğüne müracaat etmeleri hâlinde hak
sahiplerine, 3402 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen miktarları
aşmamak kaydıyla 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesine göre hesaplanacak harca esas değeri üzerinden devredilir.
Bu taşınmaz mallardan fiili durumuna uygun olarak ifraz ve/veya tevhit
edilerek müstakil parsel olarak devredilmesi mümkün olmayanlar paylı olarak,
üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlar ise kat irtifakı/mülkiyeti tesisi
suretiyle, bunun mümkün olmaması hâlinde ise paylı olarak hak sahiplerine
devredilebilir.
Hak sahiplerinin, daha önce bu taşınmaz mallar hakkında 24/2/1984
tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak arsa bedelinin tamamını
ödeyerek; tapu tahsis belgesi almış olan kişiler veya tapu tahsis belgesi almak
için yetkili idaresine müracaat eden ancak işlemleri henüz sonuçlandıramamış
olan kişiler olması hâlinde, bu taşınmaz malların tapu tahsis veya müracaat
belgelerinde belirtilen miktar kadar olan kısmı 2981 sayılı Kanun hükümlerine
göre, bu miktardan fazla olan kısmı ise 492 sayılı Kanunun 63 üncü maddesine
göre hesaplanacak harca esas değeri üzerinden devredilir. Devredilen taşınmaz
malların tapu tahsis veya müracaat belgelerinde belirtilen ve arsa bedeli
tamamen ödenen kısımları için hak sahiplerinden kadastro harcı dışında bir
bedel alınmaz. Bu taşınmaz mallar için hak sahipleri tarafından kısmen ödenen
arsa bedelleri ise, devir işleminin yapılacağı tarihe kadar kanuni faizi
uygulanarak güncellenir ve devir bedelinden düşülür. Arsa bedelini hiç ödemeyen
hak sahipleri hakkında ise bu maddeye göre harca esas değer üzerinden devir
işlemi yapılır.”
GEÇİCİ MADDE 1 – 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun geçici 3 üncü maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye
Kanununun geçici 5 inci maddesi kapsamında vadesi 31/12/2004 ve öncesine ait
uzlaşma kapsamına girmiş borçlar için 31/12/2004 tarihinden itibaren takip
amaçlı olarak hesaplarda tutulan gecikme zammı gibi her türlü fer’iler, Uzlaşma
Kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile birlikte, alacak olarak
addedilmez ve takip edildikleri hesaplardan çıkarılır. 5216 sayılı Kanunun
geçici 3 üncü maddesi ile 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi ve bu
maddenin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerekli
düzenlemeleri yapmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
MADDE 26 – Bu Kanunun;
a) 8 inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi 1/7/2015
tarihinde,
b) 16 ncı maddesi ile 23 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri 15/5/2015 tarihinde,
c) Geçici 1 inci maddesi 1/1/2005
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 27 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|